Ana SayfaSPSS Analizi ve Ekonometrik Analizde Doğru Sonuçlar İçin Dikkat Edilmesi GerekenlerBlogSPSS Analizi ve Ekonometrik Analizde Doğru Sonuçlar İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

SPSS Analizi ve Ekonometrik Analizde Doğru Sonuçlar İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

SPSS analizleri ve ekonometrik analizler, bir araştırmada elde edilen verilerin doğru bir şekilde yorumlanması için önemlidir. Ancak, doğru sonuçlar elde etmek için belirli yöntemlere dikkat edilmesi gerekiyor. Verilerin doğru bir şekilde toplanması, analiz sonuçları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğundan, veri toplama süreci titizlikle planlanmalıdır.

Bununla birlikte, toplanan verilerin öncelikle ön işlemden geçirilmesi gerekiyor. Verilerin temizlenmesi, eksik veri problemleri ve aykırı gözlemlerin giderilmesi, analiz sonuçlarının güvenilirliğini artırıyor. Eksik veri problemlerine çeşitli yöntemlerle müdahale edilerek analiz sonuçları daha tutarlı hale getirilebilir.

Aykırı gözlemlerin varlığı, analiz sonuçlarını yanıltabilir. Bu nedenle, aykırı gözlem problemlerine çeşitli yöntemlerle müdahale edilmelidir. Model seçimi de doğru sonuçlar elde etmek için önemlidir. Aşırı uyum problemlerine müdahale edilmesi ve bağımlı değişkenin normal dağılım göstermesi, model sonuçlarının güvenilirliğini artırır.

Analiz sonuçları, yalnızca doğru tekniklerin kullanılmasıyla değil, aynı zamanda doğru bir şekilde yorumlandığında anlam kazanır. Önemli değişkenlerin belirlenmesi, sonuçların yorumlanmasında yardımcı olacaktır. SPSS analizleri ve ekonometrik analizlerde dikkat edilmesi gereken tüm bu faktörler, doğru sonuçlar elde etmek için önemlidir.

Veri Toplama

Veri toplama, kaliteli ve güvenilir sonuçların elde edilmesinde en önemli adımlardan biridir. Doğru veri toplama yöntemleri kullanılmadığı takdirde, analiz sonuçları üzerinde yanıltıcı etkilere neden olabilir. Bu nedenle veri toplama aşamasında dikkat edilmesi gereken birçok nokta mevcuttur.

Öncelikle verilerin hangi yöntemlerle toplanacağına karar verilmelidir. Veriler elle toplanacak mı, yoksa otomatik olarak mı kaydedilecek? Verilerin toplandığı ortamın stres düzeyleri, zaman baskısı gibi faktörler de doğru veri toplama için dikkate alınması gereken diğer unsurlardır.

Bunun yanında, veri toplama yöntemi belirlenirken hedef kitle belirlenmeli ve verilerin toplanacağı araştırma dahilinde hangi parametrelerin ölçüleceği de belirlenmelidir. Bu parametreler arasındaki ilişkilere de dikkat edilmelidir.

Veri toplama sırasında örneklem büyüklüğü de oldukça önemlidir. Örneklem büyüklüğü ne kadar büyükse, verilerin doğruluğu da o kadar fazla olur. Ancak aynı zamanda, örneklem büyüklüğü arttıkça toplanan verilerin işleme alınması ve analiz edilmesi de zorlaşabilir. Bu nedenle, örneklem büyüklüğü belirlenirken dikkatli davranılmalıdır.

Veri toplama aşaması tamamlandıktan sonra, toplanan verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması aşamasına geçilir. Bu nedenle, verilerin doğru bir şekilde toplanmış olması analiz sonuçları açısından oldukça önemlidir.

Veri Ön İşleme

Veri ön işleme, analizlerin doğru sonuçlar vermesi için önemli bir adımdır. Bu adım, verilerin temizlenmesi, eksik veri problemlerinin giderilmesi ve aykırı gözlemlerin belirlenmesi ve müdahale edilmesi işlemlerini içermektedir. Verilerin temizlenmesi, verilerin alındığı kaynaklardan farklı formatlarda gelmesi ve bazı verilerin yanlış girilmesi gibi nedenlerle ortaya çıkabilecek hataları gidermek için yapılır.

Eksik veri problemleri, örneklem birimlerinde belli özelliklere sahip verilerin eksik olmasıyla ortaya çıkabilir. Analiz sonuçlarına doğrudan etki edebilen eksik veriler, listwise ve pairwise deletion gibi yöntemler kullanılarak giderilir. Bununla birlikte, veri analizi için başka alternatif yöntemler de kullanılabilir.

Aykırı gözlemler ise, analiz sonuçlarında sapmaya neden olabilecek uzak değerlerdir. Aykırı gözlem problemleri genellikle veri girişi hatalarından kaynaklanır fakat bazen gerçek hayattan kaynaklı olabilirler. Aykırı gözlemler Z-skoru yöntemi gibi farklı teknikler kullanılarak belirlenir ve giderilir.

Veri ön işleme işlemi, verilerin analize hazır hale getirilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu adımın doğru bir şekilde uygulanması, analiz sonuçlarının güvenilirliğini artırır.

Eksik Veri Problemleri

Eksik veriler, analiz sonuçlarında tutarsızlıklara neden olabilir. Bu nedenle eksik veri problemleri çözülmelidir. Eksik verileri barındıran örneklem birimlerinin tamamen veya kısmen silinmesi, analiz sonuçlarına yanlılık ekleyebilir. Bu nedenle, ‘listwise deletion’ ve ‘pairwise deletion’ yöntemleriyle eksik veri problemleri giderilebilir.

Silme Türü Avantajları Dezavantajları
Listwise Deletion Daha sistematik bir veri analizi yapmayı sağlar. Veri kaybı için sabit bir sınır yoktur. Bu nedenle örneklem büyüklüğünde büyük bir düşüş olabilir.
Pairwise Deletion Bazı çözümleri mümkün kılar. Örneklemdeki veri eksikliği ile mücadele etmek daha zordur.

{Eksik verilerin diğer bir çözümü ise, eksik veri değerlerinin çeşitli yöntemlerle tahmin edilmesidir. Bunlar:

  • En büyük olasılık tahmini (Maximum Likelihood)
  • Katılmadaki en küçük kareler yöntemi (Least squares imputation)
  • Tam küme bağımlılığı (Fully Conditional Specification – FCS)

gibi yöntemlerdir.

Eksik veri problemleri, doğru yöntemlerin kullanılmasıyla analiz sonuçlarındaki tutarsızlıklar önlenebilir.

Listwise ve Pairwise Deletion

Listwise ve Pairwise Deletion, eksik verileri barındıran örneklem birimlerinin tamamen veya kısmen silinmesiyle çalışan iki farklı eksik veri yöntemidir. Bu yöntemler, eksik veri problemlerini ortadan kaldırmak yerine, örneklem büyüklüğünü azaltarak analiz sonuçlarının yanıltıcı olmasına neden olabilir.

Listwise Deletion yöntemi, eksik verileri içeren örneklem birimlerinin tamamen silinmesi anlamına gelir. Böylece, örneklem üzerinde analiz yapılacak verilerin tamamı ortadan kalkar ve bu durum, analiz sonuçlarına yanlılık ekleyebilir. Ayrıca, eksik verilerin oranı yüksekse, örneklem büyüklüğü önemli ölçüde azalacaktır.

Pairwise Deletion yöntemi ise, eksik verileri içeren örneklem birimlerinin yalnızca eksik verilerin yer aldığı bağımsız değişkenler hesaba katılmak suretiyle silinmesi anlamına gelir. Bu durum, analiz yapılacak birim sayısını korur ancak yine analiz sonuçlarına yanlılık ekleyebilir.

Eksik veri problemleri ile mücadele ederken, Listwise ve Pairwise Deletion yöntemlerinin yerine, eksik verileri doldurma gibi alternatif yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemler, örneklemin büyüklüğünü korurken, yanlış analiz sonuçlarına neden olacak veri manipülasyonlarının da önüne geçer. Özellikle, çok sayıda eksik verisi olan örneklem birimleri için bu yöntemler daha uygun olacaktır.

Diğer Yöntemler

Eksik veriler, analiz sonuçlarını yanıltabilir ve güvenilirliği azaltabilir. Bu nedenle, eksik verilerin giderilmesi için farklı alternatif yöntemler kullanılabilir.

Bunlardan biri, “Mean Substitution” olarak adlandırılan yöntemdir. Bu yöntemde, eksik verilerin yerine ortalama değerleri yerleştirilir. Ancak bu yöntemde, veri setinin dağılımı değişebileceği için sonuçlar yanıltıcı olabilir.

Bir diğer alternatif yöntem ise, “Regression Substitution” olarak adlandırılır. Bu yöntemde, eksik verilerin yerine doğrusal regresyon analizi kullanarak tahmin edilen değerler yerleştirilir. Bu yöntemde, eksik verilerin yerine tahmini değerlerin kullanılması analiz sonuçlarını daha güvenilir hale getirir.

Bunun yanı sıra, eksik veri problemlerinin giderilmesi için “Multiple Imputation” yöntemi de kullanılabilir. Bu yöntemde, eksik verilerin yerine birden fazla tahmini değer üretilir ve analiz sonuçları elde edilir. Bu yöntem, veri setinin dağılımındaki değişiklikleri de hesaba katarak sonuçların daha tutarlı olmasını sağlar.

Eksik veri problemlerinde kullanılacak yöntem, veri setinin özelliklerine, eksik veri durumuna ve analizin amaç ve hedefine göre belirlenmelidir.

Aykırı Gözlemler

Aykırı gözlem problemleri, analiz sonuçlarını yanıltabilir. Bu nedenle aykırı gözlem problemlerine müdahale edilmesi gerekmektedir. Aykırı gözlem problemleri, veri setinde diğer gözlemlerden önemli ölçüde farklı olan gözlemlerdir. Aykırı gözlemlerin varlığı, model üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, aykırı gözlem problemlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Aykırı gözlem problemlerinin tespiti ve giderilmesinde sık kullanılan bir yöntem Z-Skoru yöntemidir. Bu yöntem, veri setinde bulunan her bir gözlem için beklenen değer ve standart sapma kullanılarak hesaplanan bir skor verir. Veri setindeki gözlemlerin her biri, hesaplanan skorun belirli bir eşiğinin üzerinde veya altında bulunuyorsa, aykırı olarak kabul edilir. Bu gözlemler daha sonra veri setinden çıkarılabilir.

Aykırı gözlem problemleri için alternatif yöntemler de kullanılabilir. Bu yöntemler arasında veri setindeki gözlemlerin bölünmesi veya trimming yöntemi yer alır. Bölünme yöntemi, veri setindeki gözlemleri belirli bir oranla iki ayrı grup halinde ayırmayı içerir. Trim yaklaşımı ise, en yüksek veya en düşük değerlere sahip gözlemleri veri setinden çıkararak aykırı gözlemleri gidermeyi hedefler.

Z-Skoru Yöntemi

Z-Skoru yöntemi, aykırı gözlem problemlerini tespit etmek ve gidermek için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem, bir değişkenin ortalamasından uzaklaşarak ne kadar sapma gösterdiğini hesapladıktan sonra, belirli bir eşik değerinin üstünde veya altında kalan gözlemleri aykırı olarak kabul eder. Bu gözlemler daha sonra silinerek veya değiştirilerek, analiz sonuçlarının daha tutarlı hale gelmesi sağlanır.

Z-Skoru yöntemi, aykırı gözlem tespitinde çok yaygın olarak kullanılır çünkü basit ve etkilidir. Ancak bu yöntem, aykırı gözlem sayısı çok fazla olduğunda etkinliğini yitirebilir. Bu nedenle, aykırı gözlem tespitinde farklı yöntemler de kullanılabilir.

Bununla birlikte, aykırı gözlem tespitinde Z-Skoru yönteminin kullanılması, analiz sonuçlarının daha tutarlı hale gelmesi açısından önemlidir.

Diğer Yöntemler

Ayrıca, aykırı gözlem problemlerini gidermek için diğer yöntemler de kullanılabilir. Bunlar arasında, baskılama yöntemi, aykırı değerlerin değiştirilmesi yöntemi ve veri dönüşüm yöntemleri bulunmaktadır.

Baskılama yöntemi, aykırı gözlemlerin üst veya alt sınırlarına sabitlenmesi yoluyla aykırı değerlerin etkisini azaltmaktadır. Aykırı değerlerin değiştirilmesi yöntemi ise, aykırı değerlerin yerine daha uygun bir değerin atanmasıdır. Ancak bu yöntemde, aykırı değerin sebebini anlamak ve gerekli bir işlem yapmak önemlidir.

Bir diğer yöntem ise, veri dönüşüm yöntemleridir. Bu yöntemler sayesinde, aykırı gözlem problemleriyle baş etmek için orijinal verilerin farklı bir formda oluşturulması sağlanabilir. Örneğin, logaritmik dönüşüm yöntemi veya kutu-cox dönüşüm yöntemi gibi çeşitli dönüşüm yöntemlerinin kullanılması mümkündür.

Aykırı gözlem problemlerinin giderilmesi, analiz sonuçlarının doğruluğunu etkileyen önemli bir adımdır. Bu nedenle, farklı yöntemlerin kullanılması ve sonuçların dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi oldukça önemlidir.

Model Seçimi

Model seçimi, analiz sonuçlarını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Doğru modelin seçilmesi, analiz sonuçlarının doğruluğunu artırır ve yanıltıcı sonuçlardan kaçınılmasına yardımcı olur. Model seçimi sürecinde, uygun modelin belirlenmesi için belirli adımlar izlenmelidir.

İlk adım olarak, veri setindeki bağımsız değişkenlerin seçilmesi gerekir. Ardından, veri setindeki örneklem birimlerinin seçilmesi ile birlikte veri seti hazırlanır. Veri seti hazırlandıktan sonra, kullanılacak model belirlenir.

Belirlenen model seçimi için, model performansını ölçmek için farklı ölçütler kullanılabilir. Model performansı ölçütleri arasında en yaygın olanları, ortalama kare hatası (MSE), AIC ve BIC değerleri yer alır. Bu değerler, modelin ne kadar iyi performans gösterdiğini ölçmek için kullanılır.

Ayrıca, aşırı uyum problemleri ile de mücadele etmek gereklidir. Aşırı uyum, modelin öğrenme verilerini ezberlemesi anlamına gelir. Bu nedenle, aşırı uyum problemlerine müdahale etmek için çapraz doğrulama yöntemi kullanılabilir.

Model seçimi sürecinin son aşaması, belirlenen modelin güvenilirliğini artırmaktır. Bu aşamada, bağımlı değişkenin normal dağılım göstermesi gereklidir. Bağımlı değişkenin normal dağılım göstermemesi durumunda, dönüşüm yöntemleri kullanılabilir.

Bu adımların takip edilmesi, doğru ve güvenilir bir model seçimi yapılmasına olanak sağlar ve analiz sonuçlarına güçlü bir temel oluşturur.

Aşırı Uyum

Aşırı uyum, modelin öğrenme verilerini ezberlemesi anlamına gelir. Bu durum, modelin yeni verileri yanlış yorumlamasına neden olabilir. Aşırı uyum problemlerinin önüne geçmek için, regresyon analizinde kullanılan regülarizasyon yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemlerden biri olan Lasso regresyonu, gereksiz değişkenlerin etkisini azaltır ve modelin daha basit hale gelmesini sağlar.

Bunun yanı sıra, çapraz doğrulama yöntemi de aşırı uyuma karşı etkili bir müdahale yöntemidir. Bu yöntem, modelin performansının daha doğru bir şekilde ölçülmesine imkan tanır.

Son olarak, modelin başarılı bir şekilde çalışması için, veri kümesinin boyutu ve modelin karmaşıklığı arasında doğru bir denge kurulması gereklidir. Karmaşık modeller, daha büyük veri kümelerinde daha iyi sonuçlar verebilirken, küçük veri kümelerinde aşırı uyum problemlerine yol açabilir. Bu nedenle, model seçerken veri kümesinin boyutuna da dikkat etmek önemlidir.

Çapraz Doğrulama

Çapraz doğrulama, modelin performansının daha doğru bir şekilde ölçülmesine olanak sağlar. Modelin öğrenme verilerine aşırı uyum sağladığı, ancak yeni verilerle karşılaştığında başarısız olduğu durumlar için çapraz doğrulama son derece önemlidir.

Çapraz doğrulama, bir veri kümesinin rastgele parçalarına ayırarak birden fazla model oluşturulmasını ve bu modellerin her birinin, geri kalan veri kümesi üzerinde test edilmesini sağlar. Bu sayede, her modelin performansı belirlenir ve genel bir model performans ölçütü elde edilir.

Çapraz doğrulama, modelin seçimi ve doğruluğu için oldukça önemli bir yöntemdir. Bu yöntem sayesinde, modelin sadece öğrenme verilerine değil, aynı zamanda yeni verilere de uyum sağlaması sağlanır.

Çapraz doğrulama, farklı veri kümesi boyutları, farklı parçalama yöntemleri ve farklı ölçütler kullanılarak uygulanabilir. Bu yöntem, model performansının ölçülmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Çapraz doğrulamanın yanı sıra model performansının doğruluğu, modelin karmaşıklığına, kullanılan bağımsız değişken sayısına ve modelin seçimi için kullanılan ölçütlerin seçimine de bağlıdır.

Sonuç olarak, çapraz doğrulama, model performansının ölçülmesinde oldukça etkili bir yöntemdir. Bu yöntem, modelin öğrenme verilerine uyum sağlaması ve gerçek dünya verilerine de uyum sağlaması için büyük önem taşır.

Bağımlı Değişkenin Dağılımı

Bağımlı değişkenin normal dağılım göstermesi, model sonuçlarının güvenilirliğini artırır. Normaldağılım, veri noktalarının ortalamasının, medyanının ve modunun aynı olduğu bir dağılım olarak tanımlanır. Eğer bağımlı değişken normal dağılım göstermiyorsa, model sonuçları etkilenir ve yanıltıcı hale gelebilir.

Normal dağılım testleri kullanılarak bağımlı değişkenin normal dağılım gösterip göstermediği belirlenebilir. Eğer bağımlı değişken normal dağılım göstermiyorsa, dönüşüm yöntemleri kullanılarak normal dağılım göstermesi sağlanabilir.

Dönüşüm Yöntemi Uygulanabilir Durumlar
Logaritmik Dönüşüm Mutlak değerleri yüksek olan veriler için
Karekök Dönüşüm Ortalama değere yakın olan veriler için
Reciprocal Dönüşüm En düşük değerlerin sıfıra yakın olduğu veriler için

Bağımlı değişken normal dağılım gösterirse, model sonuçlarındaki sapmalar ve yanlış tahminler azalır. Bu nedenle, bağımlı değişkenin normal dağılım göstermesine önem verilmesi gerekmektedir.

Dönüşüm Yöntemleri

Bağımlı değişkenin normal dağılım göstermemesi durumunda, analiz sonuçlarına güvenilirlik kazandırmak için dönüşüm yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler, bağımlı değişkenin dağılımını değiştirerek normal dağılım göstermesini sağlar. Dönüşüm yöntemleri arasında logaritmik dönüşüm, karekök dönüşümü ve kutupsal dönüşüm bulunur.

Logaritmik dönüşüm, bağımlı değişkenin yarıya indirilecek şekilde logaritmasının alınmasıdır. Bu dönüşüm, yüksek değerlerin düşürülmesi ve düşük değerlerin yükseltilmesi nedeniyle normal dağılım gösteren bir veri elde edilmesine yardımcı olur.

Karekök dönüşümü, bağımlı değişkenin karekökünün alınmasıdır. Bu dönüşüm, yüksek değerlerin daha hafifçe düşürülmesine ve düşük değerlerin yükseltilmesine yardımcı olur.

Kutupsal dönüşüm, bağımlı değişkenin kutupsal koordinatlara dönüştürülmesidir. Bu dönüşüm, negatif ve pozitif değerlerin ortadan kalkmasına ve normal dağılım gösteren bir veri elde edilmesine yardımcı olur.

Dönüşüm yöntemleri, bağımlı değişkene uygulanmadan önce veri normal dağılımı göstermeyen diğer değişkenleri de içerecek şekilde bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Ayrıca, dönüşüm işlemi, analiz sonuçlarının yorumlanması sırasında dikkate alınmalıdır.

Sonuçların Değerlendirilmesi

Elde edilen sonuçlar, analizin amacına bağlı olarak farklı şekillerde yorumlanabilir. İlk olarak, sonuçların anlamlı olup olmadığına dikkat edilmelidir. Anlamsız sonuçlar, yanlış bir analiz yöntemi seçilmesi veya verilerin eksik veya hatalı olması nedeniyle ortaya çıkabilir.

Doğru bir analiz yapıldığında, sonuçlar önemli değişkenleri belirlemek için kullanılabilir. Bu değişkenler, sonuçların açıklanmasına ve daha iyi bir anlayışa yardımcı olabilir. Ancak, tam bir analiz için başka faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Analiz sonuçları doğru bir şekilde yorumlanmadığında, yanlış sonuçlara varılabileceği unutulmamalıdır. Yanlış yorumlama, verilerin işlenmesinde hatalara neden olabileceği gibi, sonuçların yanlış bir şekilde kullanılmasına da yol açabilir. Bu nedenle, sonuçların doğru bir şekilde yorumlandığından emin olmak önemlidir.

Verilerin yorumlanması, veri tabloları, grafikler veya görsel materyaller gibi farklı yöntemler kullanılarak gerçekleştirilebilir. Bu yöntemler, sonuçların daha kolay anlaşılmasına ve yorumlanmasına yardımcı olabilir. Ancak, yöntemlerin seçimi de sonuçlar üzerinde etkili olabilir.

Özellikle ekonometrik analizlerde, sonuçların politik veya sosyal doyumlara da bağlı olabileceği unutulmamalıdır. Bu durumlarda, sonuçların objektifliği sorgulanabilir ve doğru yorumlama daha da önem kazanır. Sonuçların yorumlanmasında dikkatli olunması, analiz sonuçlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesine ve sonuçları kullanarak kararlar alınmasına yardımcı olacaktır.

Önemli Değişkenlerin Belirlenmesi

Önemli değişkenlerin belirlenmesi, SPSS analizi ve ekonometrik analizlerin yorumlanması için oldukça önemlidir. Verilerin düzgün bir şekilde toplanması ve ön işlemden geçirilmesinden sonra, analiz sonuçlarına dayanarak önemli değişkenler tespit edilebilir. Bu değişkenler, modelin doğru bir şekilde yorumlanmasına yardımcı olacak ve istenmeyen sonuçlardan kaçınmaya yardımcı olacaktır.

Önemli değişkenler belirlemenin birçok yöntemi vardır. Bunlar arasında, regresyon analizleri sırasında kullanılan katsayıların t statistiği, p değeri ve R- kare değeri gibi modellerin performansını ölçen kriterler bulunur. Bu kriterler, önemli değişkenlerin belirlenmesinde kullanılabilir.

Bununla birlikte, katsayıların istatistiksel öneminin belirlenmesi sadece tek bir yöntem değildir. Önemli değişkenlerin belirlenmesi için, ayrıca gereksinimler belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Bu gereksinimler, belirli bir konunun analiz edildiği, önceki çalışmaların sonuçlarından elde edilen bilgiler ve araştırma amaçları gibi birçok faktörü içermelidir.

Önemli değişkenlerin belirlenmesi, doğru veri toplama, temizleme ve analiz yöntemleri kullanılarak başarılabilir. Çıktıları doğru bir şekilde yorumlamak da önemlidir. Böylece, ekonometrik analizlerin ve SPSS analizlerinin sonuçları daha güvenilir olacak ve doğru kararlar alınabilecektir.

tez yazdırma, tez yazdırma hizmeti, tez yazdırma fiyatları, akademik tez yazdırma, profesyonel tez yazdırma, tez danışmanlık, lisans tezi yazdırma, yüksek lisans tezi yazdırma, doktora tezi yazdırma, tez yazdırma İstanbul, tez yazdırma Ankara, tez yazdırma İzmir, ucuz tez yazdırma, hızlı tez yazdırma

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2010-2023 Desing by Spss Analiz . All Rights Reserved